İçeriğe geç

Asansörün ömrü ne kadardır ?

Asansörün Ömrü Ne Kadardır? Bir Yükselme Hikâyesi

Yükselmek ve Düşmek

Asansörler… Birçok insana basit, sıradan bir şey gibi gelir. Sabah işe giderken, akşam eve dönerken ya da bir alışveriş merkezinde gezinti yaparken asansörlerin sesini hiç duymadan geçip gideriz. Ama asansörün içinde insan olmanın başka bir anlamı var. Bazen bu küçük metal kutular, hayatımızın büyük anlarını taşır. Yükselirken umutlarımızı, düşerken ise kaybettiklerimizi.

Kayseri’nin dar sokaklarında yürürken, bazen sadece bir anlık bir anı hatırlamak, o anı zihnimde tekrar yaşamak istiyorum. Geçen yıl, apartmanımızdaki asansör bir sabah yine bozuldu. Asansörün içindeki tüm düğmeler kararmış, makine çalışmıyordu. O gün işe gitmek için aceleyle asansöre bindiğimde, sadece birkaç saniyelik bir sessizlik yaşandı. Sonra yine klasik “bozulmuş” hissi… Asansör yıllardır böyleydi. Her sabah, her öğle, her akşam… Ama bu seferki farklıydı. Bir şeyler değişmişti. O kadar yıllık beraberliğimize rağmen, bir an geldi ve asansör artık yükü kaldıramaz hale geldi. Benimle birlikte o yükü taşımayan bir asansör vardı.

Bir Asansörün Hikâyesi

O sabah asansöre bindiğimde, kendimi çok yalnız hissettim. Kayseri’nin o kalabalık, gürültülü sabahından sonra, asansördeki sessizlik boğazımı sıkıyordu. Bazen, bir yerin sesini duymamak, insanın içindeki sesi duymasına sebep olur ya… İşte tam o an, o sessizlik içinde, ben de kendi sesimi duydum. Bir yandan, asansörün beklediğim gibi çalışmadığını fark ederken, bir yandan da hayatımın nasıl bir döngüde hapsolduğunu düşündüm.

Yıllardır apartmanın asansörüne biniyordum; sabahları işe giderken, akşamları yorgun bir şekilde dönerken… O kadar sıradan ve otomatikleşmişti ki her şey, bir anlamda asansörle bağım bile varmış gibi hissediyordum. Ama asansörün bu kez bozulduğunu fark ettiğimde, içimde bir şeyler koptu. O kadar basit bir şey gibi gözükse de, asansörün ömrünün tükendiğini görmek bana bir şeyleri hatırlattı: Hiçbir şey sonsuza kadar var kalmaz. Her şeyin bir ömrü vardır. Yükselmek kadar düşmek de vardır.

Yükselme Umudu ve Hayal Kırıklığı

Asansör tamir edilene kadar merdivenleri kullanmak zorunda kaldım. İki kat yukarı, dört kat aşağı… Her basamaktan yukarı doğru çıkarken, o an bir fark ettim: Asansördeki yolculuğun beni ne kadar çabuk değiştirdiğini… O kadar uzun süre o kolay yolu, asansörü tercih ettiğimi fark etmedim. Ama merdivenleri çıkarken, hem bedenen hem ruhsal olarak kendimi nasıl güçlü hissettiğimi de aynı anda keşfettim. O basit merdiven, asansörün sağlayamadığı bir duyguyu bana vermişti: Kendimi daha canlı hissettim.

Ancak bu her zaman böyle olmayacaktı. Asansörün tamir edilmesinin ardından, eski alışkanlıklarım tekrar geri dönmeye başladı. O hep beklediğimiz ama ertelediğimiz, basit ama önemli olan “yükselme” anı… O eski alışkanlık, kendini daha kolay hissettiren yol. Ama hayat, bazen öyle kurnazca gelir ki, bir gün o kolay yolun da kapanacağını bilmeden hep ona yönelirsiniz. O gün geldiğinde ise, ne kadar uzun süre neyi kaçırdığınızı anlarsınız.

Bir Gün Her Şey Değişecek

Bir asansörün ömrü gerçekten ne kadar sürer? Bu soruyu her gün tekrar tekrar sordum. Belki birkaç yıl, belki birkaç on yıl. Ama ben asansörü tamir edilene kadar, kendi hayatımın asansörünü de tamir etmeyi öğrenmeye karar verdim. Benim de yükselme anlarım vardı, ben de bazen düşüyordum. Ancak bir şey kesindi: Ne kadar yükselecek olsam da, ne kadar düşsem de, her zaman kalkacak ve yoluma devam edecektim. Çünkü asansörlerin ömrü dolmuş olabilir, ama insanın ruhunun ömrü hep yeniden başlayabilir.

Evet, asansörün ömrü bir gün dolabilir. Ama senin yükselmen, hayatta her zaman bir yol bulman mümkün. Ne kadar sık düşersen düş, sonunda yeniden kalkıp yükseleceksin. Ve bu, asansörün ömründen çok daha uzun sürecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort deneme bonusu veren siteler
Sitemap
ilbet casino